9 Aralık 2014 Salı

büyük şehirde mutlu yaşama rehberi

aslında pek de mümkün olmayan yaşam stiline yaklaşabilmeniz, mutlu bir yaşam sürebilmeniz için bir rehber, kılavuz. 

şehrin karamsarlığı, insanı yalnızlığa iten yapısı, güvenlik kaygısı vs. derken çoğu kentli depresyon içinde. belki farkında belki değil, ama durum bu. 

bir kaç küçük öneri verilebilir bu insanlara, denemekten zarar gelmez. 

öncelikle bir topluluğa üye olmak faydalı olur. tıpkı üniversitedeki gibi. keza insan bir yere ait olmak ister. güzel bir hobi edinmiş olursunuz. 

televizyona bir mola verin. sürekli televizyon ve bilgisayar ile akşamları bitirmek sizi depresyona yaklaştırır. koltuğa yığılıp kalırsınız. fiziksel olarak yenilen vücut da zihnin yenilmesine neden olur. o nedenle, bırakın aptal kutusunu, biraz egzersiz yapın akşamları. 

iş ile ilgili durumlar bırakın iş yerinde kalsın. bütün gün depolamayın iş stresini, eve girmesin o. özel hayatınız mutlu olmalı ki iş yerinde de başarılı ve huzurlu olasınız. ama siz iş stresini eve taşırsanız o iş olmaz, kavga çıkar, huzur kaçar. sonra iş yerinde stresli bir gün daha. 

yalnızlıktan uzak durun. akrabanız, arkadaşınız, kiminiz varsa gidin, onlar gelsin, sakın yalnız kalmayın. ama yorgunum filan da demeyin, illa ki iki adım atacak kadar enerji vardır bir yerlerde. sosyalleşin, dertleşin, birlikte gülün. 

insan olduğunuz gerçeğini asla ama asla unutmayın. duygularınız yozlaşmasın. işiniz sizi bir robot haline çevirebilir, her sabah her akşam aynı saatlerde yolculuk yapmak, aynı işi sürekli, tekrar tekrar yapmak sizin duygusal bir varlık olduğunuz gerçeğini baskılamasın. 

çok farklı tipte insanları tanıyacaksınız. tanımadığınız insanlar ile karşılaşacaksınız. bu nedenle, daha az ön yargılı, daha bağışlayıcı, yani daha geniş olmanız gerekiyor. iletişim becerilerinizi geliştiriniz. evet bu bir karakter özelliğidir, ama geliştirilebilir. deneyin. 

kültür yaşamınız renkli olsun, konserlere gidin, filmi sinemada izleyin, spor faaliyetlerinde bulunun. ne yaparsanız yapın, ama kesinlikle kös kös evde pineklemeyin. iş ile ev arasında bir yaşam döngüsü oluşursa bir yerde ruhunuz isyan bayrağını çekecektir. 

kesinlikle iş yerine yakın bir semtte oturun. her sabah, her akşam trafikte ömrünüzü yitirmeyin. 40 yıllık meslek hayatında, yaklaşık 5000-6000 gün çalışacaksınız. her gün iki saati yola verseniz, 10000 saat yapar, o kadar boş vakit nerede var? zaten günler iş ve uyku hariç 3-4 saat civarı yaşanıyor, ona göre hesabınızı yapınız. hele ki arabanızla gidiyorsanız, servisteki gibi kitap okumak veya uyumak gibi bir lüksünüz yoksa vay halinize. 

piknik, doğa yürüyüşü, parklar sizi çok rahatlatır. kent dediğin bir beton ve asfalt yığını, insanın yapısına ters bir durum. topraktan ve doğadan uzak kalmayın, her fırsatta şehir içindeki parklara ya da biraz daha uzaktaki ormanlık alanlara ulaşın. 

en önemlisi, ihtiyacınızın ne olduğunu belirleyip ona göre çalışın. hedeflerinizi belirleyin, ona göre çalışın. çok sayıda insan harcayamayacağı kadar para kazanıyor, keza o parayı kaliteli şekilde harcamak için gerekli vakte sahip değiller. veya eşleri ve çocukları ile birlikte yaşadıkları, hiç misafir gelmeyen kocaman evleri oluyor. o evin borcunu ödemek için yıllarca gelirlerini ipotek altına alıyorlar. siz bu kişi olmayın. ne istediğinizi belirleyin, ona göre yaşayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder